Kampanya fiyatından satılmak üzere 10 adetten fazla stok sunulmuştur.
Bir ürün, birden fazla satıcı tarafından satılabilir. Birden fazla satıcı tarafından satışa sunulan ürünlerin satıcıları ürün için belirledikleri fiyata, satıcı puanlarına, teslimat statülerine, ürünlerdeki promosyonlara, kargonun bedava olup olmamasına ve ürünlerin hızlı teslimat ile teslim edilip edilememesine, ürünlerin stok ve kategorileri bilgilerine göre sıralanmaktadır.
Kadın doğulmaz, kadın olunur.
Bu meşhur cmle, 1949 tarihli İkinci Cinsiyetin odak noktasını oluşturur.
Simone de Beauvoir böylece cinsiyet meselesini doğanın alanından çıkarıp kltrn ve tarihin alanına yerleştirirken, bir anlamda toplumsal cinsiyet tartışmasını da erkenden başlatmış olur.
Bunu yaparken hem varoluşçuluk, fenomenoloji ve yapısalcı antropoloji gibi kendi çağdaşı olan dşnceleri hem de Hegel ve Marx gibi felsefe klasiklerini cinsiyet dzleminde yeniden okur.
Beauvoira göre kadın, kendine has bir durum tarafından, tarih boyunca farklı koşullar altında yeniden retilen Başkalık durumu tarafından belirlenmiştir: Kadın ile erkek arasında eşitsizlik vardır, kadın ikinci cinsiyettir ve hem bireysel hem de toplumsal bakımdan ezilmiştir.
Bu durumun temelinde yatan öncesiz sonrasız kadınlık efsanesi, ataerkilliğin başlıca unsurlarındandır.
Ataerkillik sadece kadını değil, erkeği de bu çerçevede retir ve belirler.
öyleyse kadın ile erkek arasındaki eşitsiz ilişki kadının veya erkeğin doğasından kaynaklanmaz.
Kadın ve erkek, doğal veya biyolojik belirlenimlerden ziyade tarihsel ve kltrel birer kurgudur.
öte yandan kadının ezilmişliği diğer ezilenlerin durumundan farklıdır.
Kadınlar, aralarındaki farkları aşan ve kapsayan kadınlık durumunun bilinciyle hareket etmezler.
öncesiz sonrasız kadınlık efsanesinin etkisi altında kadın içkinliğe hapsolmuş, adeta içkinlikle özdeşleşmiştir.
Bu kavramsal çerçeveden hareketle Beauvoir, kadının özgrlğ, ev içi emek, annelik, evlilik kurumu, kadın bedeninin tahakkm altına alınması gibi, feminist dşncenin gncel meselelerine dokunan birçok konuyu tartışmaya açar.
Son kertede kadın ve erkek kurgularının tarihin diyalektik hareketine tabi olduğunu ve bu hareket içinde aşılıp yıkılacağını dşnr.
Ama bunun olmazsa olmazı kadının etkili eylemidir.
Kadının ve erkeğin özgrleşmesi Beauvoir dşncesinde kadının dnyada eylemesiyle ve retmesiyle mmkndr ancak.
1970lerden beri Trkçe basımı bulunmayan İkinci Cinsiyeti yeni çevirisiyle Trkiyeli okura sunuyor, feminizm tartışmalarına katkıda bulunmasını diliyoruz.