Kampanya fiyatından satılmak üzere 100 adetten fazla stok sunulmuştur.
İncelemiş olduğunuz ürünün satış fiyatını satıcı belirlemektedir.
Bir ürün, birden fazla satıcı tarafından satılabilir. Birden fazla satıcı tarafından satışa sunulan ürünlerin satıcıları ürün için belirledikleri fiyata, satıcı puanlarına, teslimat statülerine, ürünlerdeki promosyonlara, kargonun bedava olup olmamasına ve ürünlerin hızlı teslimat ile teslim edilip edilememesine, ürünlerin stok ve kategorileri bilgilerine göre sıralanmaktadır.
Aydaki Kadın Ahmet Hamdi Tanpınar’ın dörtte üçü bitmiş son romanın, dağınık müsveddelerinden merhum Güler Güven tarafından inşa edilmiş şeklidir.
Huzur ve Saatleri Ayarlama Enstitüsü Tanpınar’ın hayatta iken kitap olarak çıkabilmiş iki romanıdır.
Tefrika olarak basılan Sahnenin Dışındakiler ile tefrikası yarım kalan Mahur Beste’yi de okuyucular yıllar sonra okudular.
İlk romanı Mahur Beste de yarımdı, son romanı da yarım kalmıştı.
Tanpınar yıllarca üzerinde çalıştığı eserim diyeceği bu romanın peşindeydi: Roman bugünkü şekliyle hiç fena değil.
Eğer pazarlık etmez, parasızlığa teslim olmazsam gelecek sene mühim bir eserim olur demektedir günlüklerinde.
Aydaki Kadın tam anlamıyla bir Tanpınar romanıdır.
Eser kahramanının nice tanıdıklarının binbir hatırasıyla mekânı doldurduğu İstanbul’un, özellikle Boğaz’ın ve denizin romanı olduğu kadar, bir türlü dile getirilemediği için, içte genişleyen, kıvranan ve zehirleyici bir güce dönüşen aşkın romanıdır.
Ben çocukluğumla evlendim.
Bu evde doğmuştum.
Orada ölmek için evlendim diyen Leylâ Boğaziçi’dir.
Yazar eserini ayrıca siyasî bir roman olarak tasarlamıştır.
Türkiye’nin demokrasi tecrübelerinin iflası, insanların iflasıyla birleşir.
Bir bakıma hem Huzur hem de Saatleri Ayarlama Enstitüsü ile birleşen noktaları çoktur.
Her romanına kendisini koymuş olan Tanpınar bu romanda da vardır.
Aydaki Kadın’ı günlükleriyle birlikte okuyunca, Tanpınar’ın hayalleri ve günlük gerçekler arasında parçalanışı, Selim’in yaşadıklarında da takip edilebilir.