Kampanya fiyatından satılmak üzere 5 adetten az stok bulunmaktadır.
Bir ürün, birden fazla satıcı tarafından satılabilir. Birden fazla satıcı tarafından satışa sunulan ürünlerin satıcıları ürün için belirledikleri fiyata, satıcı puanlarına, teslimat statülerine, ürünlerdeki promosyonlara, kargonun bedava olup olmamasına ve ürünlerin hızlı teslimat ile teslim edilip edilememesine, ürünlerin stok ve kategorileri bilgilerine göre sıralanmaktadır.
Büyük savaşların artık geride kaldığı bir dünyada Türkiye kadar hızlı dönüşümler yaşayan başka bir ülke bulmak zordur.
Soğuk Savaş koşullarının biçimlendirdiği ‘50, ‘60 ve ‘70’ler, Türkiye’de yeni ile eskinin
Doğu ile Batı’nın bazen açık bazen de kapalı bir hesaplaşma dönemidir.
Yepyeni bir kültürel yörüngeye oturarak Cumhuriyet’ten sonra yaşamlarına devam etmeyi başarabilen Osmanlı’dan kalma bazı eski misyoner okulları da diğer çağdaş eğitim kurumlarıyla birlikte, Türkiye’nin batıya açılma tercihinin belli başlı göstergeleri arasındaki yerini almıştır.
Şanslı sayılabilecek kendi çocukluğu ve gençliğinden anılarla (Talas Amerikan Ortaokulu ‘58, Tarsus Amerikan Lisesi ‘61, ODTÜ Mimarlık Fakültesi ‘67) dönemin arka plan kesitlerini bugünkü yorumlarıyla bir araya getiren Yücel Akyürek, açık yüreklilik ve yapmacıksız bir Türkçeyle bizi: Yağmur sonrası güneşinde parıldayan Karadeniz şehirlerine
Artık var olmayan Talas Amerikan Koleji’nin sıra ve yatakhanelerine
Samsun Posta treninin tıklım tıkış vagonlarına, Turunç çiçeği, kebap ve tarih kokulu Tarsus sokaklarına
Kurumsal otoriteyle meslek onurunun yarıştığı askerlik dönemine
ve Ankara’nın kara, buz kaplı kaldırımları üzerindeki grev çadırına götürüyor.
Belki de olaylara ve kendine tanıklığında bile çoğunlukla tarafsız bir izlenimci konumuna çekilebildiği içindir ki, anlatımın tamamına eşlik eden ince mizah, her yerde satır aralarından bize rahatlıkla göz kırpabiliyor.